Veda Hutbesi

Veda Hutbesi DÜŞÜNELİM Sizce Peygamberimiz son hutbesinde insanlara ne gibi öğütler vermiş olabilir? Peygamberimiz Mekke’nin fethinden sonra Medine’ye dönmüştü. Müslümanlar Mekke’yi fethe- derek iyice güçlenmişlerdi. İslam dinine girenlerin sayısı da gün geçtikçe artıyordu. Peygamberimiz tarafından Arap Yarımadası’nın her tarafına, hatta diğer ülkelere İslam’ı anlatmak üzere elçiler gön- deriliyordu. Böylece İslam’ın mesajı her tarafa ulaştırılmış oluyordu. Bu çağrılar sonucunda pek çok topluluk İslam’ın mesajını kabul ederek Müslüman olmuştu. Hicret’in onuncu yılında (632) İslam dini Arap Yarımadası’nın hemen her tarafına yayılmıştı. Peygamberimiz Müslümanlara, 632 yılında hac için Mekke’ye gideceğini duyurdu. O, ailesi ve Medineli Müslümanlarla beraber Mekke’ye gitti. Diğer yerlerdeki Müslümanlar da akın akın Mekke’ye geldiler ve sayıları yaklaşık yüz bine ulaştı. Peygamberimiz beraberindekilerle birlikte hac ibadetini yerine getirdi. Bu esnada Arafat denilen yerde Müslümanlara uzun bir konuşma yaptı. Bu konuşma bir veda niteliğindeydi. Çünkü Sevgili Peygamberimiz, Müslümanlarla bir daha Mekke’de buluşama- yacağını bildirmişti. O yıl içinde vefat ettiği için yaptığı son hacca “Veda Haccı”, Peygamberimizin Arafat’ta yaptığı konuşmaya da “Veda Hutbesi” denildi. OKUYALIM, LİSTELEYELİM VEDA HUTBESİ Ey insanlar! Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım. İnsanlar! Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay, bu şeh- riniz Mekke nasıl mübarek bir şehir ise canlarınız, mallarınız, namuslarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecavüzden korunmuştur. Ashabım! Muhakkak Rabb’inize kavuşacaksınız. Bugünkü hâl ve hareketlerinizden muhak- kak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vur- mayınız! Bu vasiyetimi burada bulunanlar bulunmayanlara ulaştırsın. Olabilir ki bildirilen kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlar. Ashabım! Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin… Ashabım! Cahiliye Devrinde güdülen kan davaları da tarafımdan tamamen kaldırılmıştır… Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları Allah’ın emaneti olarak aldınız ve onların namusunu kendinize Allah’ın emri ile helal kıldınız. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınların da sizin üzerinizde hakları vardır… Müminler! Size iki emanet bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsı- nız. Bu emanetler Allah’ın kitabı Kur’ an ve onun Peygamberinin sünnetidir… Müminler! Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz. Rabb’iniz birdir, babanız da birdir. Hepi- niz Âdem’densiniz, Âdem de topraktan yaratılmıştır. Hiç kimsenin başkaları üzerinde soy sop üstünlüğü yoktur. Allah katında üstünlük, ancak takva iledir. Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Böylece bütün Müslümanlar kardeştirler. Gönül hoşluğu ile kendisi vermedikçe başkasının hak- kına el uzatmak helal değildir… Ey İnsanlar! Yarın beni sizden soracaklar, ne dersiniz? Ashabı kiram: – Allah’ın dinini tebliğ ettin, vazifeni hakkıyla yaptın, bize nasihat ve vasiyette bulundun, diye şehadet ederiz, dediler. Resulüllah (s.a.v.) mübarek şehadet parmağını göğe doğru kaldır- dı, topluluk üzerine çevirip indirdikten sonra üç defa: – Şahit ol Ya Rab! Şahit ol Ya Rab! Şahit ol Ya Rab, buyurdu. İbn Hişam, es-Siretü’n-Nebeviyye, C 2, s. 349-350. (Kısaltılarak alınmıştır.) • Veda Hutbesi’ndeki evrensel mesajlar nelerdir? Listeleyiniz.