Hz. Osman'ın Cömertliği ve Yumuşak Huyluluğu

580 yılında Mekke’de doğan ve asıl adı “Osman bin Affan” olan Hz. Osman, Mekke’nin ileri gelen tüccarlarındandı. Mekkelilerce sevilen ve sayılan bir kişiydi. Hz. Ebu Bekir’in yakın arkada- şıydı. Onun teşvikiyle İslam dinini ilk önce kabul eden Müslümanlar arasında yer aldı. Müslüman olduktan sonra zorunlu hâller dışında Hz. Peygamberin yanından ayrılmadı ve İslam’ın yayılması için çalıştı. Üçüncü halife olan Hz. Osman, halifeliği sırasında Kur’an’ı çoğaltıp İslam merkezle- rine gönderdi. 656 yılında Kur’an-ı Kerim okurken şehit edildi. Kabri Medine’dedir. Hz. Osman, Peygamberimizin damadı ve vahiy katiplerindendi. Güzel yazı yazar ve güzel konuşurdu. Kur’an-ı Kerim hafızıydı. Güzel ahlakı ile tanınırdı. Peygamberimizin, kızı ile arasında geçen şu konuşma Hz. Osman’ın güzel ahlak sahibi olduğunun bir gösterge- sidir: “Peygamberimiz kızı Rukiyye’yi Hz. Osman ile evlendirdikten bir süre sonra kızına, ‘Osman bin Affan’ı nasıl buldun?’ diye sordu. O da ‘Hayırlı, iyi gördüm.’ dedi. Bunun üzerine Peygamberimiz, ‘Ey canım kızım! Osman’a saygı göster. Çünkü ashabım arasında ahlakı bana en çok benzeyen odur!’ buyurdu. Hz. Osman, ilim, takva ve hayâ sahibiydi. Özellikle cömertliği ve yumuşak huyluluğu onun önde gelen ahlaki özelliklerindendi. O, fakir ve kimsesizlere yardım eder, köleleri satın alarak özgürlüklerine kavuştururdu. Sahip olduğu malını ve mülkünü İslam uğrunda harcamaktan kaçınmazdı. Hz. Osman’ın cömertliğini gösteren birçok olay vardır. Bunlardan biri şöyledir: “Bir sefer sırasında yiyecek biter ve insanlar sıkıntıya düşerler. Durumu öğrenen Hz. Muhammed (s.a.v.), ‘Yüce Allah güneş batmadan size rızık gönderecektir.’ buyurur. Hz. Osman bu sözü işitince, ‘Hz. Peygamberin sözü muhakkak doğru çıkar.’ diye düşünüp yiyecek bulmaya çalışır. Yiyecek bulunmasına sebep olmak ve Hz. Peygamberi memnun etmek ister. Araştırması sonucunda bir yerleşim yerinde dört deve yükü yiyecek olduğunu öğrenir. Bunları satın alıp Peygamberimizin huzuruna getirir. Peygamberimiz, ‘Ya Osman! Bunlar nedir?’ diye sorar. Hz. Osman da ‘Allah’ın Peygamberine hediyesidir.’ der. Peygamberimizin dediği gecikmeden gerçekleşince Müslümanlar sevinirler. Peygamberimiz elini açıp ‘Ya Rabbi! Osman’a çok ecir (sevap) ver.’ diye dua eder.” Hz. Osman’ın cömertliğini gösteren bir diğer olay da şudur: “Medine’de kıtlık yaşanıyordu. O sırada Hz. Osman’ın Şam’dan yüz deve yükü buğday kervanı gelmişti. Sahabeden bazıları buğdayı satın almak için Hz. Osman’ın yanına giderek belirli bir fiyat teklif ettiler. Hz. Osman, ‘Sizden daha iyi alıcım var ve sizden daha fazla veren var, ona vereceğim.’ dedi. Teklifte bulunanlar kıtlık zamanında böyle bir şeyin yapılmasına üzüldüler ve durumu Hz. Ebu Bekir’e bildirdiler. Hz. Ebu Bekir bir yanlış anlamanın olacağını, gidip onunla konuşacağını söyledi. Hz. Osman’a niçin böyle davrandığını sorunca o, şöyle cevap verdi: ‘Ey Ebu Bekir! Onlardan daha iyi alıcı var. Bu alıcı bire yedi yüz veriyor. Onlar ise bire yedi veriyorlar. Ben bu malı bire yediz yüz verene sattım. O da Yüce Allah’tır.’ Hz. Osman daha sonra yüz deve yükü buğdayı Medine’deki yoksullara bedava dağıttı. Yüz deveyi de kesip onlara yedirdi. Hz. Ebu Bekir bu işe çok sevinip onu tebrik etti.” Allah’ın hoşnutluğunu ve onun sevgisini kazanmayı amaçlayan Hz. Osman, Allah’ın kendi- sine nasip ettiği maddi gücü tümüyle İslam dininin yayılması ve Müslümanların refahı için kul- lanmıştır. O, cömert olmasının yanı sıra aynı zamanda yumuşak huylu bir insandı. Çevresindeki insanlara nazik davranırdı. Onlara güzel söz söyler, kimseyi incitmezdi. M. Asım Köksal Hz. Muhammed ve İslamiyet, Mekke Devri, s. 152-154. (Düzenlenmiştir.)