Ebu Hanife
Ağustos 14, 2013
Hanefilik” ve “İmam-ı Azam” ifadelerini daha önce hiç duydunuz mu? Bunlar hakkında
neler biliyorsunuz?
Türklerin İslam dinini doğru bir şekilde öğrenip yaşamasında etkili olan şahsiyetlerden biri Ebu
Hanife’dir. Asıl adı Numan bin Sabit’tir. 699 yılında Kûfe’de doğmuş, 767 yılında Bağdat’ta vefat
etmiştir. İslam dünyasının büyük fıkıh bilginlerindendir. Ebu Hanife, İslam dünyasında “İmam-ı Azam”
(Büyük Bilgin) olarak tanınmıştır.
Bir Türk bilgini olan Ebu Hanife, bugün Irak’ın sınırları içinde bulunan Kûfe’de yetişmiştir. Önce
Kur’an-ı Kerim’i ezberlemiş, Arap gramer ve edebiyatını öğrenmiştir. Dönemin ileri gelen din bilginle-
rinden hadis, tefsir, kelam ve fıkıh dersleri almıştır. Kendisini İslami ilimlerde en güzel şekilde yetiş-
tiren Ebu Hanife, hocasının vefatı üzerine kırk yaşındayken onun yerine geçmiş ve ders vermeye
başlamıştır. Çeşitli ülkelerden çok sayıda öğrenci yetiştirmiştir.
Güçlü bir mantığa sahip olan Ebu Hanife, yaptığı ilmî çalışmalarda daha çok İslam dininin
günlük hayatta nasıl yaşanabileceğini inceleyen fıkıh ilmiyle uğraşmış ve bu ilmin sistemli bir hâle
getirilmesine büyük katkı sağlamıştır. O, günlük hayatta karşılaşılan herhangi bir dinî soruna çözüm
getirirken öncelikle Kur’an, Hz. Muhammed (s.a.v.) ve sahabenin görüş ve uygulamalarını esas
almıştır. Bu kaynaklarda sorunla ilgili herhangi bir açıklama yoksa Kur’an ve hadislerin ışığında ken-
di yorumunu yapmış, çözümler üretmiştir. Akla, hür düşünceye ve kişi hak ve hürriyetlerine büyük
önem vermiştir. Batıl inanışlara karşı da İslam’ın inanç ilkelerini savunmuş olan Ebu Hanife, “Allah,
Peygamberini Müslümanlar arasında sevgiyi çoğaltmak ve ayrılığı gidermek için bir rahmet olarak
göndermiştir.”(1) sözleriyle İslam dininin hoşgörü, barış ve sevgi yönüne işaret etmiştir. O, din ile ilgili
yorumlarında İslam’ın “kolaylaştırma” ilkesini dikkate almıştır. Ebu Hanife’nin görüşleri vefatından
sonra öğrencileri tarafından sistemleştirilmiş, böylece Hanefi mezhebi doğmuştur.
Görüşleri,vefatındansonraöğrencileri
tarafından “Fıkhu’l-Ekber” adlı eserde toplanmıştır. Özellikle
onun fıkıh alanındaki görüşleri doğrultusunda yazılan eser-
ler, Selçuklu ve Osmanlı medreselerinde ders kitabı olarak
okutulmuştur. Türklerin İslam’ı anlama, yorumlama ve yaşa-
malarında Ebu Hanife’nin İslam’a bakış açısı etkili olmuştur