Çağrının Yaygınlaşması

1.3. Çağrının Yaygınlaşması DÜŞÜNELİM Sizce Hz. Muhammed İslam dinine davetini yaygınlaştırmak için hangi şartların oluşmasını beklemiştir? Hz. Muhammed (s.a.v.), Mekke döneminde, İslam dinini ilk üç yıl insanlara gizlice anlattı. Bu süre içinde Müslümanların sayısı otuza ulaşmıştı. Üç yılın sonunda Allah, Hz. Muhammed (s.a.v.)’den İslam dinini insanlara açıkça duyurmasını istedi. Bununla ilgili olarak Kur’an’da şöyle buyrulur: “Ey Muhammed! Şimdi sen, sana emrolunanı açıkça ortaya koy ve Allah’a ortak koşanlara aldırış etme.”(1) Hz. Muhammed (s.a.v.) açıktan davete, “(Önce) en yakın akrabanı uyar.”(2) ayeti gereğince yakın akrabalarından başladı. Evinde bir yemek daveti vererek onlara peygamber olduğunu açıkladı. Daha sonra tüm Kureyş kabilesini Kâbe yakınlarında bulunan Safa Tepesi’ne çağırdı. Onlara şöyle seslendi: “Ey Kureyşliler! ‘Size şu dağın arkasında bir düşman ordusu var. Üzerinize baskın yapa- cak desem bana inanır mısınız?” Hepsi bir ağızdan, “Evet, inanırız. Çünkü şimdiye kadar senin yalan söylediğine hiç şahit olmadık…” dediler. O zaman Peygamberimiz şöyle buyurdu: “… Yemin ederim ki Allah’tan başka ibadete layık tanrı yoktur. Ben de Allah’ın size ve bütün insanlara gönderdiği peygamberiyim… Hiç şüphesiz yaptıklarınızdan hesaba çekile- ceksiniz. ‹yiliğin karşılığında iyilikle mükâfatlandırılacaksınız. Kötülüğün karşısında da kötü- lükle cezalandırılacaksınız. Sonuç ya ebedî cennet ya da ebedî cehennemdir.”(3) Resim 3.2 : Hz. Muhammed (s.a.v.)’in açıktan davete başladığı Safa Tepesi’nin bugünkü hâlin- den bir görünüş (1) Hicr suresi, 94. ayet. (2) Şu’arâ suresi, 214. ayet. (3) Buharî, Camius Sahih, Tefsir-i Sure-i Tebbet, 1. 69 Peygamberimizin amcası Ebu Leheb, “Sana yazıklar olsun. Bizi bunun için mi çağırdın?”(1)diye- rek ona karşı çıktı. Ebu Leheb’in eşi de Peygamberimize karşı çıkanlar arasındaydı. Ebu Leheb ve eşinin bu tür tutumları nedeniyle onlar hakkında nasıl cezalandırılacaklarını anlatan Tebbet suresi indirildi. Hz. Muhammed (s.a.v.)’in, Kureyşlileri İslam’a davetinde üzerinde durduğu hususlar nelerdir? Hz. Muhammed (s.a.v.), Kureyşlilerden sonra diğer Mekkelileri ve Mekke dışındaki bütün kabi- leleri açıktan İslam dinine çağırmaya başladı. Başlangıçta Mekkeli müşrikler Peygamberimizin çağ- rısını fazla önemsemediler. Müslümanlarla alay ettiler ve onları küçümsediler. Gün geçtikçe Mekke’de İslam dinini kabul edenlerin sayısı çoğalıyordu. Bu durum Mekkeli müşrikleri rahatsız ediyordu. Çünkü müşrikler, puta tapıcılıktan gelir elde ediyorlardı. Bundan dolayı onlar Müslümanlara kötü davranmaya başladılar. Başta Peygamberimiz olmak üzere Müslümanla- rın geçeceği yollara diken atıyor, onları öldürmekle tehdit ediyorlardı. Özellikle köle olanlara işkence ediyorlardı. Bunlardan birisi de Hz. Bilal-i Habeşi idi. Onun göğsüne kızgın taşlar koyup “Putlarımıza inandığını söylemezsen seni öldüreceğiz.” dediler. Hz. Bilal, bütün eziyetlere rağmen, “Allah birdir, ondan başka ilah yoktur.” diyerek onlara karşılık verdi. Bu işkencelerde hayatlarını kaybeden Müs- lümanlar da oldu. Hz. Yasir ve eşi Hz. Sümeyye, kendilerine yapılan işkencelerle hayatlarını kaybe- derek İslam’ın ilk şehitleri oldular.(2)